31 Eki 2010

ÇIK GİT HAYATIMDAN ,BİT ARTIK!

House M.D. de Dr.House Cuddy'e diyor ki; "Her zaman istediğini alamazsın."
Daha sonra Cuddy cevap veriyor; "...Ama yeterince uğraşırsan ihtiyacın olanı alabilirsin."

Hımm, "Güzel","Hoş" demiştim, tutmuştum bu felsefeyi. Dedim ki kendi kendime her zaman istediğini alamazsın sophie, ama yeterince uğraşırsan ihtiyacın olanı alabilirsin.
Bugün yukardan cevap geldi; "BOK ALIRSIN!"

Ben elimden geleni yaptım da ne oldu, sıkılsam da,çatlasam da, bu kafayı patlatmak ister hale gelsem de çalıştım, benim elimden gelen buydu, yeterince uğraştım dediğim yer burasıydı, ne oldu???? Ne aldım ya da alacağım?????

Bu ülkeden de, bu ülkede yaşamaktan da nefret ediyorum.
Bugün toplattığınız bütün anahtarlar, yüzükler bilmem neler hepsi toplansın, kıçınıza girsin, çıkamasın, orda sıkışsın kalsın!!!!!!!!!!!

Lan o kadar mı salak görünüyoruz ordan artık yeterdir, insafdır,çüştür,ohaadır!
Ama yok ya siz de haklısınız, ne de olsa beyin bedava!!!!!!!!!!!

KPSS DAY, MAYDAY, MAYDAY!

Hayatımda gördüğüm en büyük rezalet olan bugünkü iptal sınavına imzasını atan herkesi can-ı gönülden tebrik edesim var.

Kişi başı 0.33 ml lik  erikli su,
naneli olips -ki hiç sevmem- ,
2 tane fatih marka kalem,
uyduruk bir kalemtıraş
ve de dandik ötesi bir silgi
verilen böyle acaip bir sınava sonuna kadar katlandığım için kendimi tebrik edesim var.


(Merak edeniniz olur diye getirdim, fotoğrafını çektim.mihihi, ne gereksiz işler di mi, olsun olur o kadar, sınav kafası bu, kolay değil.)

Ösym iptalin en başından beri uyarı verip duruyor.Kalem yok, silgi getirmek yok bilmem ne...Ulan tamam da ben sizin dandik silginizi kullanıp cevap kağıdımı mahvetmeye mecbur muyum la!
Sonra kolye, yüzük, küpe bilmem ne hiçbir metal olmayacak üzerinizde dendi, lan mal millet küpeyle kopya mı çekti, angut! Paşa paşa sınav öncesi aldılar soruları, sen ona önlem al sıkıysa.
Milletin kulağındaki küpeyi çıkar al, ama türbanlılar istediği gibi otursun.Ben şapkayla oturmak istesem alacaktınız beni de değil mi...
Küpemi çıkarttırdılar yaaa...Ben onun varlığını unutmuşum bile orda.Halbuki kopya çekecektim ben onunla, neyse, seneye inşallah!


Hem çalışanlar bilir, eğitim bilimlerinde "batıl inanç" diye bir kavram öğretlir.Evet evet, hepimizin bildiği batıl inanç bu.İşte ne bileyim bir öğrencinin kendine şans getirdiğine inandığı bir kıyafeti olması, sınavlara uğurlu bilmem neyiyle girmesi gibi durumlar var teoride.E benim uğurlu kolyem, yüzüğüm varsa ne olacak mal!
Madem pratikte kabul etmeyeceksin böyle bir şeyi, neden öğretiyorsun o zaman?!

Ayrıca hiç de olağanüstü güvenlik şeysi yoktu, elle aramalar falan.yuh!
Millete sorup sormam sonucu fark ettiğim bir diğer şey de güvenlik durumunun binalara, kişilere göre çok değiştiği.Kimileri araba anahtarını bırakmak zorunda kalırken, kimileri aynı anahtarla rahatça girmiş.Kimileri sigarasını, madeni parasını bıraktı, kimi yerlerde hiçbirini umursamamışlar falan filan işte....

Ya neresinden devam etsem, daha neleri anlatsam bilemiyorum.Zaten elim hiç kitaplara gitmiyordu, sınava girmek angarya gibi geliyordu...İyice bitti kpss benim gözümde.Bu mu lan benim hakettiğim şey, ben bu sikko olaya daha fazla dahil olmak istemiyorum.

Bütün kpss kitaplarımı yakasım var bugün.İşim olmasın istiyorum artık bu saçma şeyle.Ne bu rezalet uygulamaları hakediyorum ne bu sınavın güvenilirliğine, geçerliliğine inanıyorum. O kitaplarda anlatıp durduğunuz geçerlilik var ya, hah o işte.

Ben böyle sınavın çeldiricisine de, kapsam geçerliliğine deee..........
Bi gidin yaa!!!!!!

8 Eki 2010

L'ALBERO DELLE PERE


CNBC-e'nin bu haftaki dünya sineması kuşağında izlediğim güzel bir İtalyan olur kendisi.

Tv izlemek niyetinde  değildi.
Ne var ne yok bir bakıp kapatayım dedim ama bu filme takılınca dayanamadım izledim.

Ben zaten, "Bugüne kadar yaşadığım, bildiğim en güzel duygu kardeşlik duygusudur" diyen ve de yeğenim Pırtlanguç'tan sonra küçük çocuklara kıyımsız olan bir insanım...O yüzden etkiledi bu film bayağı beni.
Siz de dünya sinemasından hoşlanıyor ve azcık dağılayım, üzüleyim diyorsanız buyrun izleyin.
İyi seyirler.

4 Eki 2010

KİTAPLIĞINI GÖSTER


Blog dünyasına hemen hemen yeni girdiğim günden beri takip ettiğim,
sık ziyaret etmeye çalıştığım bloglardan  NE ÖYLE NE BÖYLE 'nin sahibi Ceren, "Kitaplığını Göster" diye bir başlık açtı ve biz de kitaplıklarımızı gösterdik.

Siz de istiyorsanız BU başlığa gidin ve ordan Ceren'in yazdığı adrese kitaplığınızın fotoğrafını yollayın.Ben yolladım ve bir de burda göstereyim dedim, çünkü bu kitaplığın benim için önemi büyük,çünkü bu kitaplıkta
çok kişinin emeği ve hatırası var.

Bu kitaplık her şeyden önce babamın bize kalan en önemli mirası olan kitaplarla dolu.
Sonra, ablamın yıllarca aldığı, biriktirdiği kitaplarla dolu.
Benim daha ortaokulda başlayan kitap okuma maceramla alınan kitaplarla dolu.
İçinde siyasetten tarihe,tiyatroya olduğu kadar, romanlar, hikayeler,şiirler, denemeler ve elbette üniversite ders kitapları var.
Bir de yıllarca dağıttıklarımız, verdiklerimiz ve geri alamadıklarımız var, canları sağ olsun götürenlerin.
Çünkü arada bizim de başkalarından aşırdıklarımız var :)

Ama bu kitaplığın en güzel yanı benim olması.
Babamdan kalan + Türk Dili-Edebiyatı'ndan mezun olduğumda "Bunlar artık senin" diye ablamın verdikleri + benim aldıklarım...Hepsi benim.
Bundan büyük miras olur mu?

3 Eki 2010

SÖKMÜŞ KONUŞMAYI





Bazen bizim Pırtlanguç ısrarla konuşmadığında kızıyoruz, onu konuşmaya zorluyoruz falan.
O da bi konuşsa, bi açılsa böyle mi dökülecek acaba?!
Böyle iyi o zaman ya...