17 Ağu 2011

MUCİZELERE İNANIR MISINIZ? (Bu aralar hayır!)

İşsizlikten kurudum kaldım. Sanki beynim eriyor yavaş yavaş. Üstüme yapışan tembellik ve bıkkınlık hali ise günden güne yiyor beni. En üretken, en çalışkan olmam gereken yılları bir evin içinde, bir bilgisayarın başında, üç beş kitabın arasında geçiriyor olmak beni delirtecek yakında. 

Bazen her şeye en baştan başlayabilecekmiş gibi güçlü, bazen de elimden hiçbir şey gelmeyecekmiş gibi çaresiz görüyorum "ben" dediğim varlığı. Bir sabah yeni yeni işlere adıyorum kendimi, zihnimde tabi, başka bir sabah ise odamdan bile çıkasım gelmiyor. 

Beş para etmez insanların çatır çatır çalıştığını, işindeki bilgisi sokaktan geçen sıradan birinden bile daha az insanların ne pozisyonlarda olduklarını görmek ise delirtiyor beni. Bir de çalıştığını ele güne duyurma meraklısı görmemiş, hasta ruhlu insanlar var tabi... 

son dört ay içinde iki kez tatile gittim. yaşadığım şehirden ve her şeyden uzaklaşma şansım oldu.
ciddi bir maddi sıkıntım yok.
istediğim kadar işsiz yaşayabileceğim bir evim var, içinde ailem olan. üstelik onlar, "olur elbet, sıkma canını" diyor.
ama bunların hiçbiri kendi başıma kaldığımda içime çöken sıkıntıyı yenmeme yetmiyor.

Bir mucize mi beklediğim. Belki de...
Zaten ne kaldı ki elimde...

2 yorum:

  1. yazdıklarının her satırına imzamı atıyorum, yaşadıklarımız bu kadar benzeyebilir. bugün atama puan ve alımlar açıklandı küfrü bastım emeğime yaşadığım sıkıntılara zerre kadar değmiyor. bıktım bu hayattan dedirtecek haldeyim

    bir mucize tanrım bize
    hayat biraz gülsün diye
    günah değil AYIP ne de

    YanıtlaSil

ne yazarsan yaz,
ama "adsız" olma.
google hesabın yoksa da,
sonuna ismini cismini yazamayacak kadar ezik davranma,
kaçak oynama.