Ne yapalım ki, yılbaşında son ana kadar ne yapacağı net belli olmayan ve son anda gelişen ani bir planla bir haftada yaklaşık 2700 km. yapabilitesi olan serkeş bir hayatım var.
Tamam serkeş biraz abrtı oldu, kabul ama kim bilebilirdi ki, yeni yıla burda ailemle değil de Muğla'da, içinde tanıdığım-tanımadığım insanlar bulunan 16 kişilik bir grupla gireceğimi, 2011'e girerken ilk olarak Pırtlanguç'umu değil de, sevgilimi öpeceğimi, hem çok eğlenecek, hem de her şeyi hatırlayacak kadar sarhoş olacağımı, ama aklımın bir yanının evimde kalacağını, yine de yeni yıla gözlerimi burdan bin bilmem kaç km. uzaklıkta açacağımı...
Gecenin ilk bir saatinden sonra alkolün kana karışmasıyla bütün gece şöyle bir halde dolanacağımı, gerçekten çok güleceğimi, yakın çevremden sonra barmenden de, "Sen hala bayılmadın mı?!" cümlesini duyacağımı, cin-vişne ikilisinin muhteşem uyumunu o gece fark edeceğimi...Kim bilebilirdi...
İster inanayım, ister inanmayayım, hayat sürprizlerle dolu(ymuş).
Her an her şey olabilir(miş).
Vasatın da altında geçen bir yıl, harika bir şekilde defedilebilir(miş).
Yeni bir yıl, yeni insanlarla, yeni umutlarla kutlanabilir(miş).
Yeni yılın ilk günü Sophie, yani "tekilabambam" tekila içerek, yeni yılı, iki gün, iki gece süren kutlamalarla karşılayabilir(miş).
Hem de koca bir çanak, o özlediği, bayat ama lezzetli, pasajdaki Mardin'linin midyeleriyle...
Tüm bunların içinde değinmeden geçmek istemediğim bir diğer şey de, tam bir Türk Sanat Müziği ve özellikle Emel Sayın aşığı ve plak toplayıcısı ve arkadaşımızın muhteşem arşivi ve bu işe verdiği emektir.
Gece gece beni benden alan plaklarla çocukluğuma dahi gidişimin, ordan dönüp de hüzünlenişimin, hepimizi ince bir efkara salışın sorumlusu arkadaşımız ve arşivi.
Görünce hepimizin içinin gittiği, "Şimdi bu!" "Sonra bu!" diye plakları sıraya dizdiğimiz o, saykolu, tabulu, tekilalı, kahkahalı, biraz da olaylı gecenin hatrına gelsin!
Evin değil sadece baş köşesinde her yerinde Emel Sayın...
İnanın, sadece dörtte birini çektim, koridordan, tüm odalardan fırlayan bu tatlı kadının...
Aman Tanrım! Hepsini dinlemeli!
Yok hepsi olmaz. En iyisi yere serip, içimi eritecekleri seçmeli.
Hımm...Meselaaa....Bkz: dönen plak!
Bant kayıtları da unutmamalı... Sezen'i bir de ordan dinlemeli...
Siz hiç "Yesterday" i plaktan dinleyip, "Hişşt, susun da zevkine varalım" deyip, ağlamaklı oldunuz mu?..
Ben oldum. Ve hiç unutmayacağım bir gece yaşadım.
Buna katkısı olan, beni güldüren, evinde ağırlayan herkese teşekkür etmekten ve "Bir gün umarım siz de benim misafirim olursunuz" demekten başka söyleyecek bir şeyim yok sanırım.
Bu yıl çok güzel olsun!
Hepimiz için iyi olsun!
Umudunuz, inanma ihtiyacınız hep sizinle olsun!
Sonuç: Sayko hala
dünyanın en zevkli oyunu,
tabuyu hala pek beceremiyorum,
tekila hala güzel,
Muğla kışı hala soğuk.
Son söz:Bu yıl çok güzel olsun!
Hepimiz için iyi olsun!
Umudunuz, inanma ihtiyacınız hep sizinle olsun!
Son söze bütün kalbimle amin diyorum sophiem!
YanıtlaSilhttp://mefkuremiz.blogspot.com/2011/01/if-widgetbox-widgetbox.html
YanıtlaSilBu linki veriyorum. Hepimizin bir sevgi ve şefkate gereksinimiz var.
Bu arada paylaşımın çok güzel. Sanırım güzel günler senin için sürecektir. Çünkü bu keyfi 16 kişilik bir grupla yapmışsın. (1) rakamı benim için bir efsundur. Evimin ve bloğumun kapı numarası da (16) dır. Bunun bir hikmeti sebebi olsa gerek. (16)
Gelemedim..Sana 2700 bana 270 km. olan yere :/
YanıtlaSilBu iki oldu vardır bi kısmet derim ;)
Ama senden çok senle tekila içmeyi özlemişim, olmeca'yı görünce anladım :)
Kıskandım sanma, bende 9 kişiyle bi olmeca partisi yaptım :D
Bu gidişle Giresun'a tayin çıkarsa şaşırmam..
Tamam seni de özledim hadi iyisin..
çok güzel yazmışsın.
YanıtlaSilfotolar da.
:)
bu yılı daha da neşeli def et inşallah.
:)
Bu mekan nerede çok merak ediyorum?
YanıtlaSil